Güney Özcebe ile sohbet

04 Ağustos 2016

TMH-491-G_Özcebe_pdf__sayfa_4___7___2_belge__toplam_83_sayfa_Bir İMO yayını olan Türkiye Mühendislik Haberleri Dergisi’nin 491. sayısındaki yazı dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Değerli hocamız Prof. Dr. Güney Özcebe’nin verdiği bilgiler her ne kadar pek iç açıcı gibi gözükmese de umut kırıntıları taşıyan kısımları da yok değil.

Nüfus başına düşen inşaat mühendisi sayısına bağlı olarak yapılan tespit aslında açıkça gösteriyor ki ülkenin ihtiyaç duyduğundan çok daha fazla inşaat mühendisi var. Üniversitelerden mezun olan mühendis sayısının tam olarak bilinememesi ise istatistiğe önem vermediğimizin en büyük ispatlarından biri. Mühendisle beraber çalışması gereken tekniker, ressam, işçi, kalfa, operatör sayısına ulaşmak ise büyük ihtimalle mümkün dahi değildir. Büyük ihtimalle orada da açık bulunmaktadır, bu sebeple mühendis arkadaşlar girdikleri ofislerde başında durdukları şantiyelerde bu elemanların yapması gereken işleri yapıyor, onlar kadar maaş alıyordur.

İhtiyaçtan fazla olduğunu düşündüğümüz meslektaşlarımızın bilgi seviyesine dair kesin bir bilgi sunmak elbette mümkün değil. Mühendisin yeteneğini, bilgisini veya tecrübesini ölçecek hiçbir kriterimiz yok, tecrübeden kastınız kaç yılında mezun olunduğu veya kaç yılında odaya kayıt olduğu bilgisinden ibaret. Bu durumda mezun olduktan sonra 10 sene boyunca meyve, sebze satmış olmak ile bilfiil mühendislik yapmak arasında pek fark yok. Yine de hocamız burada da MÜDEK ve ABET akreditasyonlarından, öğrenci başına düşen öğretim görevlisi ve asistan sayılarından, laboratuvarların durumlarından bahsederek yeni mezun bir arkadaşımızın ne durumda olacağına dair bir fikir sahibi olmamızı sağlamış. Bunların yanına öğretim görevlisi başına düşen ulusal ve uluslararası yayın sayıları, bir öğretim görevlisinin kaç saat ders verdiği gibi bilgiler de eklenebilirdi belki.

İnşaat mühendislerinin sayı ve kalitesini ölçemediğimiz gibi özellikle uygulamada çalışan işçi ve kalfaların yetersizliklerini de göz ardı ediyoruz. Hiçbir şey yapmadan alınan bir geçici belge ile hala hiçbir imzası, sorumluluğu, vergi mükellefiyeti, okulu, sınavı olmayan insanlarla inşaat yapmaya çalışıyoruz. Derler ya söz meclisten dışarı, eminim işini çok iyi yapan kişiler var sektörde ama çoğumuz hala etriye kancasının 135 derece bükülmesi gerektiğine dair kavga veriyoruz şantiyelerde.

Gerçi her şeyi geçtim piyasada kaliteli mühendis, tekniker, işçi, kalfa beklentisi de yok denecek kadar az olduğu için bu kişilerin yeteneklerini ölçmeye gerek dahil duyulmuyor olması da mümkün tabii.

Yazınca biraz rahatlarım umuduyla içimi dökmeye bunu yaparken de fazla serzenişte bulunmamaya çalıştım. Şimdi benden “çok acil” iş bekleyen insanların projelerini yapmam gerekiyor, zaten “çok az” verecekleri para için de “çok uzun” süre geçmesi gayet normal.

TMH-491-G.Ozcebe